Trump Yönetiminin Yükseköğretimde Yarattığı Değişimler ve Etkileri

Trump Yönetiminin Yükseköğretimde Yarattığı Değişimler ve Etkileri
Donald Trump'ın başkanlık dönemi, ABD'de yükseköğretim alanında köklü değişikliklere sahne oldu. Peki bu değişimler nelerdi? Neden bu kadar tartışma yarattı? Öğrenciler, eğitim kurumları ve göçmenler bu politikalar karşısında nasıl etkilendi? Bu yazıda, Trump yönetiminin yükseköğretim politikalarını derinlemesine inceleyeceğiz.
1. Öğrenci Kredilerinde Yaşanan Dönüşüm
Trump yönetimi, federal öğrenci kredisi sisteminde önemli değişiklikler yaptı. Gelir paylaşımı anlaşmaları (Income Share Agreements) gibi yeni finansman modelleri desteklendi. Ancak, bu değişiklikler öğrencilerin borç yükünü hafifletmek yerine, özel sektörün eğitim finansmanındaki rolünü artırdı.
Gerçek dünya örneği: 2019'da Purdue Üniversitesi, "Back a Boiler" programıyla öğrencilere gelir paylaşımı anlaşmaları sundu. Bu modelde öğrenciler, mezun olduktan sonra belirli bir süre gelirlerinin bir kısmını ödüyordu. Trump yönetimi, bu tür programları teşvik ederek geleneksel kredi sistemine alternatifler oluşturdu.
2. Göçmen Öğrenciler Üzerindeki Kısıtlamalar
Trump'ın göçmen politikaları, uluslararası öğrencileri doğrudan etkiledi. OPT (Optional Practical Training) programında yapılan değişiklikler ve H1-B vize başvurularındaki zorluklar, ABD'de eğitim almayı daha az cazip hale getirdi.
Pratik etki: 2020'de ICE (Göçmen ve Gümrük Muhafaza), tamamen online eğitim gören uluslararası öğrencilerin vize statülerini iptal edeceğini duyurdu. Harvard ve MIT'nin açtığı dava sonucu bu karar geri çekilse de, politik mesaj netti: Göçmen öğrenciler istenmiyordu.
3. Eğitim Bakanlığı'nın Yeniden Yapılandırılması
Betsy DeVos'ın Eğitim Bakanı olarak atanması, devlet okullarından çok özel ve charter okullarını destekleyen bir dönemi başlattı. Yükseköğretimde ise akreditasyon kuralları esnetildi, for-profit üniversitelerin önü açıldı.
Çarpıcı örnek: Corinthian Colleges gibi skandallara karışmış for-profit üniversitelerin borçlarının silinmesi süreci, DeVos döneminde kasıtlı olarak yavaşlatıldı. Binlerce öğrenci, aldıkları eğitimin kalitesiz olduğunu kanıtlasa dahi borçlarından kurtulamadı.
4. Irk ve Cinsiyet Eşitliği Politikalarında Geri Adımlar
Trump yönetimi, kampüslerdeki cinsel taciz politikalarını (Title IX) yeniden düzenledi. Mağdurların şikayet sürecini zorlaştıran bu değişiklikler, özellikle kadın öğrenciler ve LGBTQ+ topluluğu tarafından tepkiyle karşılandı.
Vaka incelemesi: 2018'de Michigan Eyalet Üniversitesi'nde Larry Nassar skandalı sonrası, yönetimin cinsel taciz politikalarını gevşetmesi büyük eleştirilere neden oldu. Survivor grupları, bu değişikliklerin kampüs güvenliğini tehlikeye attığını savundu.
5. Bilimsel Araştırma Fonlarında Kesintiler
Trump'ın iklim değişikliği konusundaki inkârcı tutumu, çevre bilimleri araştırmalarının finansmanını ciddi şekilde etkiledi. EPA (Çevre Koruma Ajansı) ve NASA'daki iklim araştırmalarına ayrılan bütçeler kesildi.
Somut sonuç: 2017'de Trump yönetimi, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji araştırmalarına ayrılan 2 milyar dolarlık fonu kesti. Bu karar, MIT ve Stanford gibi üniversitelerin temiz enerji laboratuvarlarını doğrudan etkiledi.
6. Pandemi Döneminde Yükseköğretim Krizi
COVID-19 salgını sırasında Trump yönetiminin üniversitelere yaklaşımı, krizin derinleşmesine neden oldu. Yüz yüze eğitim konusundaki ısrarcı tutum, birçok kampüsün erken açılmasına ve vakaların artmasına yol açtı.
Çarpıcı istatistik: 2020 sonbaharında UNC Chapel Hill, açıldıktan sadece bir hafta sonra 130'dan fazla COVID vakası nedeniyle tekrar kapatılmak zorunda kaldı. Benzer senaryolar onlarca üniversitede yaşandı.